logo

Slavlar Nereden Geliyor

3yorhan

3yorhan
orhanyusuf@gmail.com
Slavlar Nereden Geliyor

Her ırkın olduğu gibi ırkının da bir tarihi vardır.

 veya eski adıyla Sakalibe Avrupa‘da yaşayan en kalabalık etnik topluluk. Daha çok Avrupa'nın doğusunda ve güneydoğusunda yaşarlar. Ayrıca Asya‘nın kuzey kesimlerinde de yaşamaktadırlar.Slavlar; Doğu SlavlarıBatı Slavları ve Güney Slavları olmak üzere üç gruba ayrılırlar. RuslarUkraynalılar ve Beyaz Ruslar Doğu Slavları grubuna girer. Polonyalılar (Lehler), Çekler ve Slovaklar Batı Slavları grubuna girer. BoşnaklarHırvatlarSırplarKaradağlılarBulgarlar,Slovenler ve Makedonlar ise Güney Slavları grubuna girer. Slavlar dini bakımdan Ortodokslar ve Katolikler olarak iki ana grupta toplanır. Ayrıca Müslüman ve Protestan Slavlar da vardır. Ortodoks Slavlar geleneksel olarak Kiril alfabesiniKatolik ve Müslüman Slavlar ise Latin alfabesini kullanırlar.

Slavların kökeni;

Slavların Hint – Avrupa kökenli uluslarla aynı ırktan oldukları antropolojik ve dil araştırmalarıyla tespit edilmiştir. İlk Slav vatanının Vistül nehri, Polesiye ve Dnepr sahasına kadar yayıldığı anlaşılmaktadır. Slav kelimesi ilk olarak milattan sonra 6. yüzyılın başlarında bir eser kalem alan kilise babası Pseudo Cesarios'ta ortaya çıkar.MS 330-800 yılları arasında doğuda Hristiyan hattı Bizans güçlerince tutulmuştur. Ama Müslüman varlığı Slav hinterlandının derinliklerinde hissedilmektedir. Yahudi tacirler ve Vikingler komisyonculuk ve özellikle Kırım üzerinden (Hazarya), daha sonra ise Baltık ve Orta Avrupa'da nakliyecilik yapmaktadırlar. Slavların köle ticaretiyle iç içeliği, yaygın bir şekilde “Slav” ve “slave” (köle) sözcüklerinin eşanlamlı oldukları düşüncesine yol açmıştır. Hadım harem ağası karşılığında kullanılan Arapça sakaliba'nın da “Slav”dan türediği kabul edilir. Slav ülkeleri hakkında günümüze kalan ilk görgü tanığı raporunun, Tortosalı bir tüccar olan bir Kuzey Afrika Yahudi'si tarafından yazılmış olması rastlantı değildir.

Slavlar ilk dönemlerinde uzun süre Avar hakimiyetinde kalmış ve bu durum Slavların tarihi gelişmeleri üzerinde büyük tesir yapmıştır. Slavların aktif olarak tarih sahnesine çıkmaları, Balkanlarda ve Bohemya'da yerleşmeleri, ilk siyasi teşkilatlarını kurmaları ve etnik yapılarının değişmeleri hep Avarların hakimiyeti altındayken olmuştur. Avarların zayıflayarak Slav topraklarından çekilmeleri üzerine, Doğu Slavları bir Türk kavimi olan Hazarlar'ın hakimiyeti altına girmişlerdir.

Rus tarihini incelerken meselenin köküne yani Slavların ilk ortaya çıktığı coğrafyaya göz atmak gerekiyor.

Slavların ortaya çıktığı bölge veya anavatanı olarak Vistül Vadisi ve Karpatlar'ın kuzey yamaçlarındaki genel bölge olarak tespit edilmiştir. Anayurtların tespiti ırklar olduğu kadar orijinal dillere göre de yapılmaktadır.

Bir milletin tarihini incelerken mekan yani coğrafyayı da ayrıntısı ile bilmemiz gerekmektedir. Coğrafya, tarih için sahneyi hazırlar fakat tarihi yapanlar insanlardır…

Rus coğrafyasını, en geniş sınırlarıyla değerlendirecek olursak Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği zamanında 22 milyon kilometrekarelik bu coğrafya geçmişten itibaren çağın devletlerince merak konusu olmuş fakat tam manasıyla misafir devletler barınamamıştır(Persler, Napolyon, Hitler).Rus tarihinde bir diğer önemli husus nehirlerdir. Ticaret olanağı sağlayan bu nehirlerin bolluğuna rağmen Rus toprakları enlem ve kara ile kuşatılmıştır. Genel olarak Alaska enleminde bulunan ülkenin iklimi en iyi şekilde sert karasal iklimdir.Dünya'nın en büyük orman rezervine sahiptir.

Uçsuz bucaksız ovalarla kaplı coğrafya,ın egemenlik alanını genişletmede önemli rol oynamıştır.Bu durumda Ruslar, Doğu Avrupa'ya,Pasifik'e hatta Alaska ve Kaliforniya'ya kadar ilerleme imkanı bulmuştur.

Rus topraklarının en verimli kısmı günümüz Ukrayna stepleridir.Aynı zamanda Asya'dan Avrupa'ya geçişte önemli bir güzergahtır. Bu nedenle bu bölgede paleolitik çağdan itibaren avcı – toplayıcı toplulukların varlığından söz edebiliriz.Daha yakın bir tarihe gelecek olursak sırasıyla Kimmerler, İskitler, Sarmatlar, Hunlar, Avarlar ve Hazarlar gibi toplulukların bu topraklarda hüküm sürdüğü görülmektedir.

Kimmer: MÖ 1000-700

İskit: MÖ 700-200

Sarmat: MÖ 200- MS 370

Hun,Avar,Hazar: 370 – 650

Karadeniz kuzey kıyıları, Ukrayna steplerinde Kiev Rusyası'na kadar çeşitli kavimler yaşamıştır fakat Kiev Rusyası'nın halkı Doğu Slav yani Rus'tur.Slavlar üç şekilde sınıflandırılabilir. 1-Doğu Slav: Rus, Ukrain, Beyaz Rus ve Belorus. 2-Batı Slav: Çek, Polonya. 3- Güney Slav(Yugoslav): Sırp, Boşnak, Hırvat, ve aslen Türk kökenli olan fakat sonradan slavlaşmış Bulgar.

Doğu Slavlar anayurtlarından çıktıktan sonra Dinyeper Nehri ve Rus bozkırlarına ilerlediler.Bu bölgede Doğu Slavları avcılık,balıkçılık ve arıcılığı meslek edinmişlerdir. Dini inanışları ise tabiat kuvvetlerini canlı bir varlık olarak kabul eden animizmdir. İlerleyişlerini Fin topluluklarının bulunduğu alanlara kadar sürdürdüler.Doğu Slavların elinde bulundurduğu şehirler arasında Kiev, Çernigov, Potolsk, Smolensk, Novgorod vardır. Fakat bu şehirleri nasıl ve ne zaman  kurdukları bilinmemektedir. İlk Rus Devleti olan Kievan Devleti'nin kuruluşu hakkında iki tez vardır. Birincisi, Bölgede bulunan Doğu Slavları ticaret ile zenginleşip siyasi bir yapılanma oluşturmalarıdır. İkincisi ise Norman teorisidir. Bu teoriye göre Rus olarak bilinen Varegler Doğu Slavlarının bulunduğu bölgeleri istila edip nüfuz altına aldılar.Ve Rus adının menşei ile ilgili en doğru bilgi de şöyledir: Fincedeki “Ruotsi”, Slavcaya önce “Rusi” sonra“Rus” olarak geçmiştir. Slavlar da İsveç'ten gelenlere umumiyetle “Rus” (Rusi) demişlerdir. Norman zümresi yerli Slav ahalisini hakimiyet altına alıp yeni şehirler kurması sebebiyle Norman etkisi artmış ve bu sebeple Rus adı siyasi bir kavramı ifade etmeye başlamıştır. Zamanla yerli Slav unsurlar karşısında azınlık konumuna düşen Norman zümresi varlığını kaybetmiş fakat Rus adı kullanılmaya devam etmiştir. Fakat tarihçiler de bu iki teori karşısında ihtilafa düşmüşlerdir. Rus tarihçileri özellikle Sovyetler Birliği zamanında bu teoriyi kesin bir dille reddetmişlerdir. Gerekçeleri ise Kievan kültüründe Normanlara ait unsurlara rastlanmamasıdır. “İlk Tarih” Rus devletinin kökenleri hakkında en iyi kaynaktır. İlk tarihe göre Kievan Devleti'nin kuruluşu resmi olarak Rurik'in oğlu Oleg'in M.S 882 yılında Kiev'in ele geçirilmesine dayandırılmaktadır.Fakat 838'li yıllarda siyasi bir teşekkülün olduğu kroniklerde geçmektedir. Efsanelere göre Rurik Kievan Devleti'nin kurucusudur.Fakat kaynaklarda Kievan prenslerinin atalarının İgor'a (İgor destanında yer alan prens) kadar izlendiği kaydedilmiştir.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.

Esen kalın…

Kaynaklar:

Rusya Tarihi- Nicholas V.Riasanovsky,Mark D. Steinberg

 

Etiketler: » » »
3376 Kez Görüntülendi.
e-ticaret paketleri
#

SENDE YORUM YAZ

10+9 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Bu ayetler cemaatler için mi geldi?

    24 Aralık 2020 Köşe Yazıları

    İslam dininde tarikatlerin yeri nedir? Tarikatçilik, dincilik, cemaatçilik Kurana uygun mu? https://www.youtube.com/watch?v=H8WajNHTT3k Bu soruların cevabını gelin birlikte Kuranı Kerimden araştıralım. Bugün ülkemizde çeşitli tarikatlere bağlı birçok grup halinde cemaat bulunmaktadır. Prof. Dr. Esergül Balcı’nın 2018’de hazırladığı rapora göre Türkiye’de belli başlı 30 tarikat ve onlara bağlı 400 kol bulunuyor. Kaynak Cemaatler kendi ekosistemini oluşturmuş ve grupça hareket etmektedir. Peki bu gruplar için Kuran ne diyor? Âl-i İmrâ...
  • Kahlenberg(Alaman Dağı)

    23 Eylül 2020 Köşe Yazıları, Politika, Tarih, Tüm Manşetler

    Bazılarına göre Kahlenberg deyince akıllara Danimarkalı ünlü futbolcu Thomas Kahlenberg gelebilir. Oysa tarihimizin dönüm noktalarından birisi olan bir muhaberenin yaşandığı yerin adıdır Kahlenberg. Günümüzde orta Avrupa da olan Viyana’ya gelen herkesin çıktığı veya çıkarıldığı, İstanbul’daki Çamlıca tepesine benzeyen tepedir. 12 Eylül 1683'te Osmanlı İmparatorluğu ile Kutsal Roma-Cermen İmparatorluğu orduları arasında yapılan meydan muhasebesi Kahlenberg Muharebesi ya da Osmanlıların verdiği isimle Almandağı Muharebesi olarak bilinir. Muhar...
  • 40 Ton Altın’ın Hikayesi

    11 Eylül 2020 Köşe Yazıları, Tarih

    40 Ton Altın'ın Hikayesi ve Baş Rostolar Bir Umut Hikayesi Serisi devam ediyor. 40 Ton Altın'ın Hikayesi Başlıyor Burada dinleyecekleriniz gerçek hayat hikayelerinden esinlenerek kurgulanmış olabilir. Ufukta kara gözüktü. Suvari Bey heyecanlıdır. Yol boyunca Çarkçıbaşı ile görüşmüş bir aksilik çıkmaması için tanrıya dua etmiştir. Yolu uzun, yükü ağırdır. Tayfa yükten habersiz ama yükün önemini kaptanların ciddiyetinden anlamıştır. Korumalar eşliğinde bu gemi limana yanaşır.  Nihayet büyük yük ve büyük emanet Kitauların ülkesine ulaştırılmış...
  • Cin Nedir? Cinlerin Özellikleri Nelerdir?

    30 Temmuz 2020 Köşe Yazıları

    Cin, duyu organlarıyla algılanamayan, çeşitli şekillere girebilen, ateşten yaratılmış, ruhanî varlıklara verilen bir addır. Kuranı Kerimde Rahman Süresi 15.inci ayette şöyle tanımlanmaktadır: Cinleri dumansız, saf alevden yarattı. “CİN” adıyla bilinen gerçeği itibarıyla insan gözü tarafından görülemeyen bazen de sahip oldukları özellikler dolayısıyla, bazı insanlara maddemsi görüntüler verebilen canlılardır. Kur’ân-ı Kerîm’de “CİN” kelimesiyle tanımlanan; halk arasında “peri”, “dev”, “hayalet”, “cin”, “ecinni” diye bilinen; görüntülerine gö...