OHA Haber

Temür Yalığ DUKAK

Subaşı deyince belki aklımıza ilk gelen şey bir damacana su veya bu damacanayı taşıyan birisi. Tarihimiz de Su kadar önemli olan bir makam vardı. O da Subaşılık.
Subaşı veya sübaşı, Türkçe bir sözcük olarak hemen hemen tüm Türk devletlerinde “komutan” anlamında kullanılagelmiştir. Selçuklu Devleti’nin kurucusu Selçuk Bey’in babası Dukak, Oğuz Yabgu Devleti’nde idari, siyasi ve askeri nüfuza sahip bir şahsiyet olup cesareti, kuvveti, ileri görüşlülüğü ve devlet işlerindeki başarılarından dolayı “temür-yalığ” (demir yaylı) lakabıyla anılırdı. Ok ve yayın oğuzlar’da önemli bir egemenlik sembolü olduğu düşünülürse Dukak’ın bu lakapla tanınmış olması, onun sıradan bir asker veya idareci olmaktan çok oğuz boyları arasında başbuğluk yaptığı, önemli ve sözü dinlenen bir lider olduğu söylenebilir. Kaynaklar da Dukak ile ilgili pek fazla veri bulunmamaktadır. Selçuklu Devleti’ne adını veren Selçuk Bey, Aral gölü ile Hazar denizi arasının egemeni olan Oğuz Devleti’nin komutanlarından Dukak Subaşı’nın oğlu olup, Oğuzların Kınık boyu¬na mensuptur. Selçuk adı “mücadeleci” anlamındaki “salçuğ” sözcüğünden gelmektedir. Oğuz yabgusu yani hükümdar, yanında büyüyen Selçuk’u komutanlık vasıflarına sa¬hip olduğunu görerek, subaşı olarak atadı. Bir yerde Selçuk babasının makamına gelmiş oldu. Kaynaklarda yer alan bilgilere göre, Kıpçakların Oğuzları sıkıştırması, yer darlığı ve otlak yetersizliği nedeniyle; 100 süvari, kalabalık maiye¬ti ve çok sayıda hayvan sürüsüyle birlikte 961 yılında Oğuz yab¬gusunun kışlık merkezi Yenikent’ten Siri¬derya ırmağının aşağı mecrasında bulunan Cend kentine gitti. Selçuk Bey, gayrimüslim Türk ülkeleriyle İslâm ülkeleri arasındaki sınır bölgesinde yer alan Cend’de birlikte yaşamak zorunda oldukları hal¬kın dinini ve âdetlerini benimsemedikleri takdirde sıkışıp kalmış küçük bir topluluk olarak kalacaklarını yanındakilere anlattı ve Müslüman olmaya karar verdiğini söyledi. Daha sonra Harzem’deki Zendek kentinin ve Buhara’nın yöneticilerine elçi göndererek, kendilerine Kuran’ı ve İslâmiyet’i öğretecek kişiler gönderilme¬sini istedi. Onların çeşitli hediyelerle birlikte yolladığı hocalar sayesinde İslâmiyet Selçuk Bey’e bağlı Oğuz¬lar arasında hızla yayılmaya başladı. Selçuk Bey Müslüman olduktan sonra Oğuz Yabgu Devleti ve gayrimüslim Türk boylarıyla ilişkisini kesti, onlara karşı sürdürülen cihad harekâtına katıldı. Oğlu Mikail de böyle bir sefer sırasında şehid düştü. Selçuk Bey’e bağlı Oğuzlar bu tarihten itibaren Selâcika, Selcûkıyyân ve Türkmen adlarıyla da anı¬lır olmuştur.Müslüman olduktan sonra itibarı daha da artan Selçuk Bey’in çevresinde kalaba¬lık kitleler toplandı. Gayrimüslim Türklere karşı düzenlenen seferler ve Oğuz Yab¬gu Devleti’yle yapılan mücadeleler sonucunda Cend, Selçuklular’ın egemenliğine girdi ve Selçuklu Beyliği’nin merkezi oldu. Selçuk Bey bu tarihten itibaren “Gazi Hükümdar” unvanıyla anılmaya başlandı. Belâc ve Beruket kentlerini de ele geçiren Selçuk Bey’in giriştiği cihad harekâtı sayesinde çeşitli ülkelerden çok sa¬yıda Türk, Selçuk’a bağlanmak için Cend’e akın etti. Selçuk Bey’in sadece kendine bağlı Oğuz¬lar arasında değil, bölgede hüküm süren Samanîler ve Karahanlılar gibi iki büyük devletin gözünde de itibar kazanmıştı. Samanîler’in toprakları¬nı işgal eden Karahanlılar’a karşı Selçuk Bey’den yardım istemeleri ve onun oğlu Arslan’ın (Arslan Yabgu) yardımıyla kaybet¬tikleri toprakları geri almaları Selçuk Bey ve ailesinin hayatında önemli dönüm nokta¬larından biri oldu. Böylece Selçuk Bey, yerel bir bey olmaktan çıktı ve iki devlet arasındaki olaylara müdahale eden büyük bir li¬der özelliğini kazandı. Türkler arasında İslamiyetin yayılmasına verdiği büyük hizmetle İslam tarihinde önemli bir yeri bulunan Sultan Selçuk Bey, yaklaşık 1007 yılında 100 yaşları civarında Cend kentinde vefat etti. Selçuk Beyin torunu Tuğrul Bey, 1040 yılında Horasan’ı elde ederek ilk Selçuk Devleti’ni kur¬du. Büyük Selçuklu İmparatorluğu denilen bu devlet, sonraları farklı kollara ayrılmış ve en sonuncuları olan Anadolu Selçukluları, Osmanlıların tarih sahnesine çıkmasına kadar sürmüştür.
Dukak’tan itibaren Selçukluların soy ağacı şu şekilde karşımıza çıkıyor.

Exit mobile version