Suriye'nin İdlib bölgesinde gerçekleşen hain saldırıda 34 askerimizin şehit olması sonrası bölgede tansiyon artmaya devam ederken Rus medyasında Türkiye ile ilgili skandal bir habere imza atıldı. Spunik'in İngilizce sayfasında yer alan bir haberde Misak-ı Milli sınırları içinde yer alan ve 1939 yılında vatan toprağına katılan Hatay yeniden tartışmaya açıldı. Haberin başlığında Hatay için ‘Çalıntı bölge' tabirinin kullanılması dikkat çekti.
Rus haber ajansı Sputnik'in İngilizce sayfasında yer alan “Çalıntı bölge: Fransa neden Türkiye'ye 80 yıl önce Suriye'nin köşesini verdi?” başlığı ile yer alan haberde 1923 yılında imzalanan Lozan anlaşması ile Türkiye'nin sınırlarının belirlendiği belirtilerek Hatay'ın ‘aniden' Türkiye'nin sınırlarına katıldığı savunuldu.
Birinci Dünya Savaşı sonrasında Lübnan ve Suriye'nin Fransız sömürgesi olduğunun vurgulandığı haberde İkinci Dünya savaşı sonrasında ise Fransa'nın bölgede referandum yapmaya karar vermesinin ardından Hatay'ın Türkiye sınırlarına girmeyi kabul ettiği söylendi. Haberde ayrıca 1945 yılında bağımsız bir devlet olan Suriye'nin Hatay'ın Türk toprağı olmasını reddettiği de vurgulandı.
Rus medyasında çıkan skandal haberde Suriye basınının son dönemde Hatay'ı manşetlerine taşıyarak kentin ‘şüpheli bir şekilde' Türk toprağı olmasına dikkat çekildiği de belirtildi.
Sputnik'teki haberin içinde ayrıca Hatay ile ilgili bazı sosyal medya paylaşımları da yer aldı. Söz konusu paylaşımlar Hatay'ın Suriye toprağı olduğu ve Türkiye'nin kenti işgal ettiği savunuyordu.
Sputnik'te yer alan skandal haberde Hatay'ın nasıl Türkiye'ye katıldığı ile ilgili şu ifadeler yer aldı:
“1930''ların sonlarında Fransızlar Hitler Almanya'sına karşı yaklaşmakta olan savaştan endişe duyarak umutsuzca Avrupa ve Orta Doğu'daki müttefikleriyle anlaşmaya çalışıyorlardı. Atatürk 1938'de öldü ve halefi İsmet İnönü, Türk milliyetçisi tutkusuna devam etmek istiyordu.
Fransızlar yaklaşan savaş sırasında bir dostluk anlaşması önerdiğinde, İnönü Hatay'ın Türkiye'ye katılması koşuluyla kabul etmeye istekliydi.
Fransa kabul etti, ancak teknik olarak Lozan Antlaşması'nı ihlal ediyordu, bu Fransızlar referandum önerdi.”