Türkiye’nin en kalabalık şehri ve dünyanın sayılı şehirlerinden olan İstanbul’da birçok semt bulunuyor. Tarihi çok eskilere dayanan İstanbul’da bazı semt isimleri de eskilere dayanıyor. Araştırmalar bolca var ancak bazılarımız isminden de çıkarım yapıp tutturabileceklerdir. Şöyle ki;
ALTIN BOYNUZ: Biz ‘Haliç’ diyorsak da Batı kaynaklarında ‘Altın Boynuz’ olarak geçiyor. Bunun nedeni Rumca eski ismi ‘Hriso Keras’ın tercümesinin kullanılıyor olmasıdır.Bunun nedeni, Kağıthane veAlibeyderelerinin çatal vaziyette, boynuzu andırmasıdır.
ASMALIMESCİT: Bu sokağa adını veren Asmalı Mescit bugün ortada yok. Ama mescidin II. Bayezid zamanında padişahın Tersane-i Amire’deki kalfatçı başısı Yunus Ağa’ya yaptırıldığı biliniyor.
BELGRAD ORMANI: Ormanın adı Kanuni Sultan Süleyman döneminde kurulan Belgrad Köyü’nden geliyor. Belgrad Köyü 1521 Sırbistan seferinden sonra İstanbul’a getirilen Sırp tutsakların yerleştirilmesi amacıyla kurulmuştu.
CADDEBOSTAN: Semtin eski adı Cadı Bostanı. Cemal Paşa bu bostanları satın almış ve çok da güzel bir köşk yaptırmış. Paşa buraya yerleşince semtin adı Caddebostanı’na dönüştürülmüş.
CİHANGİR:Kanuni Sultan Süleyman’ın, Tophane ile Fındıklı arasındaki kıyıdan 300 basamakla ulaşılan yüksekçe bir yere oğlu Cihangir’in anısına yaptırdığı cami, semte adını vermiştir.
GALATA: Galata semtinin adını, Rumca ‘süt’ anlamına gelen ‘gala’ kelimesinden aldığı iddia edilir. Bir zamanlar Galata’da inek ahırları ve süthaneleri bulunması bu iddiayı güçlendiriyor.
ACIBADEM: Üsküdar-Kadıköy-Çamlıca-Libadiye arasıdadır. Geçmişte İstanbulluların yazlık olarak kullandıkları semtteki bahçeli evlerin ve konakların bahçelerindeki badem ağaçlarından dolayı bu isimin yakıştırıldığı sanılmaktadır.
ADALAR: Büyükada:Kadıköy-Pendik sahilleri karşısındaki Prens adalarının en büyük olanıdır. Antik çağdaki adı Prinkipo dur.
BURGAZADA: Antik çağdaki adı Antigoni dir. Bizans döneminde Prygas (Hisar) adıyla anılmaktaydı
AHIRKAPI: Sarayburnunda,Sirkeci-Cankurtaran arasındadır. İstanbul un sur kapılarından biri buradadır. Osmanlı döneminde sarayın has ahırları ve daha sonraları İst. Belediyesinin ahırlarının burada olması sebebiyle bu isimle anılmaktadır.
AKSARAY: Avrupa yakasında,Fatih-Yenikapı-Laleli arasındadır. Bizans dönemindeki adı Forum Bovis dir (Öküz Meydanı) Pergamon (Bergama) dan getirilen tunçtan yapılmış öküz heykeli semtin ortasındaki meydana yerleştirildiğinden uzun süre bu isimle anılmıştır.
ALTUNİZADE: Anadolu yakasında,Kısıklı-Bağlarbaşı arasındadır.Önceleri yazlık yerleşim yeri olan semte XIX. yy da burada yaşamış olan askeri şura üyesi İsmail Zühtü paşa bir cami ve hamam yaptırmıştır.Cami çevresinde yoğunlaşan yerleşim Altunizade olarak anılmaya başlanmıştır.
ANADOLU HİSARI: Boğazın Anadolu kıyısında,Göksu deresinin boğaza döküldüğü yerdedir.Bizans dönemindeki adı Potamion (Tatlı su) yerleşime Yıldırım Bayezıt tarafından 1395 tarihinde bir Hisar (kale) yaptırılmıştır.
ATAKÖY: İstanbul un en genç semtlerinden biridir.Kentin Avrupa yakasında Bakırköy-Topkapı arasındadır. Osmanlı döneminde Baruthane denilen yöredir 1955 yılında Emlak Bankası tarafından tasarlanan 12 000 konutluk yerleşim mer- kezi için 1958 de inşaatı başlamıştır. Yapılan anketle ismi Ataköy olarak kabul edilmiştir.
AYASPAŞA: 1520-1566) Kanuni Sultan Süleyman dönemi sadrazamlarından Ayas paşa burada havuzlu,bahçeli bir konak yaptırmıştır.Semtin isminin buradan geldiği söylenmektedir.(1530 yılında İstanbula gelen Arap gezgini Gazi de Ayas paşa yı bu konakta ziyaret ettiğini yazmaktadır.)
AYAZAĞA: Kentin Avrupa yakasında Şişli-Maslak-Hasdal arasındadır. Yeniçeri Kethüdası Ayas Ağa nın yöredeki çiftliği ve çevresindeki oluşan yerleşime Ayasağa denilmiş zamanla isim Ayazağa ya dönüşmüştür.
AYNALIKAVAK:Avrupa yakasında, Kasımpaşa-Okmeydanı-Hasköy arasındadır. İstanbul un üç büyük sarayından biri olan Tersane sarayından günümüze ulaşan Aynalısaray kasrıdır, Bu köşk bulunduğu semte ismini vermiştir.
AYRILIK ÇEŞMESİ: Anadolu yakasında, Kadıköyden Acıbadem e giderken Haydarpaşadan gelen yolla kesiştiği yerdeki semttir. Eskiden Trakya ve İstanbuldan hacca gidecek olanlar burada toplanırlar ve hepbirlikte yola çıkarlarmış. Hacı adayları yakınları ile burada vedalaşıp yola çıktıklarından semte Ayrılık çeşmesi adı verilmiştir.
AYVANSARAY: Haliç kıyısında Balat-Eyüp arasında yer almaktadır. İstanbul un Osmanlılar tarafından alınmasından sonra ,Bu bölgedeki surlara bir kapı yaptırıldı.
AZAPKAPI: Avrupa yakasında, Haliç kıyısında, Kasımpaşa-Şişihane-Karaköy semtleri arasındadır. Tarihi yarımadanın dışında kalan sur kapılarından biridir. Bölge Ceneviz egemenliğindeyken bu kapıya Porta di Sn Antonio adı verilmişti
ARNAVUTKÖY: Boğazın Avrupa yakasında, Ortaköy-Bebek arasında yeralmaktadır. İlk çağlardaki adı Anaplus’tur.Bizans döneminde Constantinus (Büyük) tarafın- dan yaptırılan Michael kilisesinden dolayı Vicus Michaelicus veya Scaleae (İskele) adıyla biliniyordu .Buraya yerleştirilen Arnavut göçmenlerden dolayı halk bu semti Arnavut köyü olarak anıyordu isim zamanla Arnavutköy olmuştur.
BAHARİYE: Anadolu yakasında,Kadıköy-Fenerbahçe-Moda arasındadır.Kentte yerleşimin yaygın olmadığı dönemlerde, İstanbulluların yazlık olarak kullandıkları bir semtti. Bir söylentiye göre, bahar aylarında semtteki hareketliliğin artması sebebiyle baharlık anlamında ‘Bahariye’ adı verildiğidir..
BAKIRKÖY: Kentin Avrupa yakasında Ataköy-Florya arasında, Marmara kıyısındadır. İlk çağlarda Hebdamon Septimus adıyla anılmaktaydı. Bizans döneminde yazlık olarak kullanılmıştır . Constantinus (Büyük) zamanında buraya saraylar , köşkler,kiliseler yaptırmıştır. Bizans’ın son döneminde Makrihori, Osmanlı döneminde Marki Köy olarak bilinen semtin adı Cumhuriyet’in ilanından sonra Bakırköy olarak değişmiştir…
BALAT: Avrupa yakasında Fener-Ayvansaray arasında,Haliç kıyısındadır. Bizans döneminde imparatorluk saraylarından biri olan Blahernai Sarayı’na buradaki sur kapısından gidiliyordu. Bu kapı ‘Aios İoannes’ kapısı veya Palation (Saray) kapısı olarak anılıyordu. Daha çok kullanılan Palation semte isim olarak verilmiş isim zamanla Balat’a dönüşmüştür…
BALMUMCU: Avrupa yakasında, Yıldız-Dikilitaş-Zincirlikuyu-Ortaköy arasındadır. 19.yy. başlarında (II.Mahmut dönemi) bugünkü Balmumcu semtinde aynı adla anılan bir çiflik vardı. Çifliğe bu ismin verilme sebebi ise çifliğin bahçelerinin geceleri mumla aydınlatılması ve burada mum imalatı yapılmasıdır. Çiflikteki meyvaların 1915 yılına kadar halka dağıtıldığı bilinmektedir. Yöre II.Meşrutiyet sonrası mesire yeri olarak halka açılmıştır…
BALTALİMANI: Avrupa yakasında, Boğaz kıyısında, Rumelihisar-Emirgan arasındadır. Fatih Sultan Mehmet emriyle Dolmabahçe, Taksim, Kasımpaşa üzerinden Haliç’e indirilen gemiler ve donanmadaki bazı gemilerin yapımı için buraya Baltaoğlu Süleyman Paşa tarafından bir liman ve tersane yaptırılmıştır. Baltaoğlu Süleyman Paşa Limanı olarak benimsenen semtin ismi zamanla Baltalimanı’na dönüşmüştür…
BEBEK: Avrupa yakasında ,Boğaz kıyısında, Arnavutköy-Rumelihisarı arasındadır. Antik çağda Artemis’in adak yeri bulunan Khelai adında küçük bir köydü. Semt adını Fatih Sultan Mehmet tarafından burada ikametle görevlendirilen Bölükbaşı’nın lakabı olan Bebek’ten almıştır…
BEŞİKTAŞ: Avrupa yakasında, Boğaz kıyısında, Ortaköy-Dolmabahçe arasındadır. Tarihte bilinen ilk adı İasonion’dur. Sonraları Sergion, Daphne, Diplokinion gibi isimlerle anıldı. Bugünkü adıiçin iki ayrı söylenti vardır. I- Barbaros Hayrettin Paşa gemilerin bağlanması için sahile beş büyük taş diktirmiş ve bu taşlardan dolayı yöreye Beştaş denilmeye başlanmış, isim zamanla Beşiktaş a dönüşmüştür. II– Bizans döneminde bu günkü iskele meydanına dikilen Diplokinion sütununun beşik şeklinde olması sebebiyle yöreye Beşiktaşı denmiş, zamanla isim Beşiktaş olarak değişmiştir…
BEYKOZ: Boğazın Anadolu kıyısında, Paşabahçe’nin kuzeyindedir. Antik çağdaki adı Amykos’dur.Beykos ismi ilk defa Bizanslılar tarafından kullanılmıştır. Bithnia Kralı ve Kocaeli valileri bu semtte ikamet etmişlerdir. Kos farsçada köy anlamındadır. Semtte oturan ünlü kişilerden dolayı yöreye Beykos denildiği ismin zamanla Beykoz’a dönüştüğü sanılmaktadır…
BEYLERBEYİ: Boğazın Anadolu kıyısında, Kuzguncuk-Çengelköy arasındadır. Eski bir yerleşim yeridir .Bugünkü Beylerbeyi Sarayı’nın bulunduğu yerde III.Murat dönemi Beylerbeylerinden Mehmet Paşa’nın yalısı bulunduğundan semtin ismi Beylerbeyi olarak benimsenmiştir…
BEYOĞLU: Kentin Avrupa yakasında,Başiktaş-Şişli-Kasımpaşa-Haliç arasındadır. Bizans döneminde yerleşim alanı değildi. Yöreye karşı yaka, öte yaka anlamında Pera ya da Peran bağları deniliyordu… Beyoğlu denilmesine ait çeşitli söylentiler vardır. İlki Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon Rum İmparatorluğu’na son vermesinden sonra (1460) Kral ailesinden Prens Aleksisos Kommenos buraya yerleştirilmesinden dolayı bu ismin verildiğidir. İkincisi Kanuni Sultan Süleyman döneminde burada oturan Venedik elçisinden dolayı bu ismin verildiğidir. (Yapılan yazışmalarda elçiye Beyoğlu denildiği için)
BOMONTİ: Avrupa yakasında, Şişli-Feriköy arasındadır. İsviçreli Bomonti kardeşler 1890 yılında bu semtte bir bira fabrikası kurarak 1902 yılına kadar işlettiler. 1902 yılında nektar şirketiyle birleşerek 1938 yılına kadar imalata devam ettiler. Bira fabrikasının bulunduğu alan çok büyüktür. (Yaklaşık 40 dönüm) İçinde 1930 yıllarında çok ünlü olan Bomonti bira bahçesi yeralıyordu. (Bu bahçe 1950 li yıllara kadar açıktı) Bu fabrika semte ismini vermiştir…
BOSTANCI: Anadolu yakasında , Marmara kıyısında ,Suadiye ile Küçükyalı arasındadır. Osmanlı döneminde burada bulunan Bostancıbaşı bahçesi ve yakın zamana kadar yöredeki bostanlardan dolayı Bostancı denildiği sanılmaktadır…
BOYACIKÖY: Avrupa yakasında,Boğaz kıyısında,Emirgan-Baltalimanı arasındadır. Kırklareli kentinden aba,şayak ve çul boyamada uzmanlaşmış kırk kadar ailenin 19.yy. da başlarında getirilerek buraya yerleştirilmesi ile oluşan yeni yerleşim Boyacıköy ismiyle anılmaya başlanmıştır…
CAĞALOĞLU: Avrupa yakasında,Sultanahmet-Beyazıt-Eminönü arasındadır. 16.yy. da yaşamış Osmanlı sadrazamı Cağaloğlu Sinan Paşa’nın bu semtteki sarayından ve yaptırdığı cami den dolayı bu ismi almıştır…
CİBALİ: Haliç kıyısında Unkapanı ile Fener semtleri arasındadır. Burada bulunan sur kapısı,İstanbul’un fethine katılan komutanlardan Cebe Ali Bey adıyla anılmaya başlanmıştır. Cebe Ali Bey kapısı zamanla Cibali kapısına dönüşmüştür ve smtte Cibali ismini almıştır…
ÇATLADIKAPI: Avrupa yakasında, Sirkeci-Ahırkapı arasındadır. Bizans döneminde yapılan surların Sindera adlı kapısı buradadır. 1532 yılındaki depremde bu kapıda çatlaklar oluşturduğundan, hem kapı hem de semt Çatladıkapı adıyla anılmaya başlanmıştır…
ÇEKMECELER: Avrupa yakasında,Büyük ve küçük olmak üzere iki adet Çekmece semti vardır. Aynı adı taşıyan göllerin kenarında kurulmuş yerleşimlerdir. Tarihi çok eskilere dayanmaktadır. Helenler İ.Ö.VII. yy. da bu yörede koloniler kurdular. Daha sonra Bizans, Hun, Peçenek, Osmanlı yönetimlerinde kalmıştır. Her iki Çekmece gölü dar birer boğazla Marmara denizine bağlıdır…
ÇEMBERLİTAŞ: Avrupa yakasında,Sultanahmet-Beyazıt arasındadır. Bizans İmparatoru Constantinus (Büyük) zamanında şehrin hareketli semtlerinden biriydi. M.S 330 yılında Roma Apollon tapınağından getirilen kırmızı mermerden dokuz parçalı bir sütun buraya dikilmiştir. Önceleri üstünde kral heykelleri vardı daha sonraları bir haç konulmuştur. Şehrin Osmanlılar tarafından alınmasından sonra bu haç kaldırılmıştır. Çıkan yangınlar ve ortam şartlarından yıpranan sütun koruma amacıyla demir çemberlerle takviye edilmiştir. (Bir görüşe göre 1672 deki büyük yangından sonra çemberlenmiştir. Kazvini berkitin den XII yy. çemberlerin var olduğu anlaşılmaktadır) Bu Çemberli sütun dan dolayı semte Çemberlitaş ismi verilmiştir…
ÇENGELKÖY: Anadolu yakasında Beylerbeyi-Vaniköy arasındadır.Bizans İmparatoru Justinianos buraya karısı Sophia için bir saray yaptırmıştır ve semte Sophianea adı verilmiştir. Osmanlı döneminde bu semtte gemi çapalatrı imal edildiğinden adı Çengel Köyü olarak benimsenmiştir. Zamanla Çengelköy şeklini almıştır. Bir başka söylentiye görede; Osmanlı döneminde leventlikten yetişen Çengeloğlu Tahir paşa (Sonradan Kaptan-ı Deryalığa kadar yükselmiştir) bu semtte oturmuş ve yörede mescit,çeşme gibi yaptırmış ve birçok hayır işlerine önayak olmuş semtin sevilen kişilerinden biri olmuştur, emte bu sebepten onun ismi verilmiştir…
ÇUBUKLU: Boğaz’ın Anadolu kıyısında,Kanlıca-Paşabahçe arasındadır. Bizans dönemindeki adı Eiranaion dur. Yöre esnafının yapmış olduğu Çubuk lülelerinin ünü sebebiyle bu ismin verildiği sanılmaktadır…
DİKİLİTAŞ: Avrupa yakasında, Beşiktaş-Şişli-Balmumcu-Ihlamur arasındadır. Semt adını buradaki dikilitaştan almıştır.Bu dikili taşın bulunduğu yerden yeniçeriler karşı sırtta bulunan nışan taşına ok attıkları söylenmektedir…
DOĞANCILAR: Anadolu yakasında Üsküdar-Kuyubaşı-Şemsipaşa semtleri arasındadır. Osmanlı döneminde padişah a doğan cinsi avcı kuşlar yetiştirmek,bakmak,av törenlerinde hizmet etmekle görevlendirilenler anadolunun çeşitli yörelerinden bulup getirdikleri kuşları İstanbul’da Doğancıbaşıya teslim etmek üzere buluştukları semte Doğancılar semti adı verilmiştir…
DOLMABAHÇE: Boğazın Avrupa yakasında Beşiktaş-Kabataş semtleri arasındadır.Yunan mitolojisine göre Arganut ların kralı İason Karadeniz seferi dönüşünde burada karaya çıkmıştır,bundan dolayı antik çağdaki adı İason dur.Burada Bizans döneminde gezinti yeri olan küçük bir koy vardı. Osmanlıların İstanbulu almasından sonra,I.Ahmet döneminde Kaptanı Derya Halil Paşa bu koyu doldurmakla görevlendirildi ve dol-durma işleri II.Osman döneminde tamamlandı.(1614) Park haline getirilen koy Hünkar bahçesi adıyla anılmaya başlandı ismi zamanla Dolmabahçe ye dönüştü…
DUDULLU: Anadolu yakasında,Şile yolu üzerinde,Üsküdar merkezine 18 km. uzaklıktadır.Fatih Sultan Mehmet İstanbul un fethi sırasında Duduoğlu aşiretine yaptık-ları hizmetlerden dolayı küçük bir köy olan yerleşim ve çevresini hediye etmiştir.Zamanla Duduoğlu aşireti buradan göçmüş olmasına rağmen yörenin adı Dudulu olarak benimsenmiştir…
DEMİRKAPI: İstanbul da bu isimde birkaç semt vardır,bunlardan biri de Sarayburnundadır. Topkapı sarayının yüksek duvarlarındaki dört büyük kapıdan birinin bulunduğu semt büyük demir kapıdan dolayı Demirkapı ismini almıştır. Bu kapıdan sarayın has ahırlarına geçilirdi.
EDİRNEKAPI: Haliç-Yedikule arasındaki surların üzerindeki kapı Bizans döneminde Kharisios ve Polyhandria isimleriyle anılmıştır.Osmanlı döneminde Edirne karayolunun başlangıç noktası olduğundan Edirne kapısı adını almış ve bulunduğu semt Edirnekapı olarak anılmaktadır.
EMİNÖNÜ: Haliç kıyısında Sirkeci-Sultanahmet-Unkapanı arasındadır.Fatih Sultan Mehmet döneminde burada kurulan gümrük emirliğinden dolayı zamanla Eminönü şekline dönüşen isimle anılmaktadır.
EMİRGAN: Boğaz ın Avrupa kıyısında Baltalimanı-İstinye arasındadır IV Murat yöreyi,Revan kalesini çarpışmadan kendisine teslim eden (1635) Safevi valisi Emirgüneoğlu na bağışlamıştır. Bir konak yaptıran Emirgüneoğlu burada yaşamış ve semt Emirgün yada Mirgün olarak anılmış zamanla Emircan daha sonraları Emirgan şekline dönüşmüştür.
FATİH: Avrupa yakasında,Unkapanı-Aksaray-Saraçhane-Edirnekapı arasındadır. İsmini Fevzipaşa caddesi üzerinde bulunan Fatih külliyesinden almıştır.( Cami , Fatih Sultan Mehmet in türbesi,Daruşşifa,Medreseler,Tabhane,İmaret,Kervansaray,Sübyan mektebi,Kütüphane,Hamam,Saraçlar çarşısının bulunduğu külliye çok geniş bir alanı kaplamaktadır. )
FENER: Kentin Avrupa yakasında,Balat-Ayvansaray arasında,Haliç kıyısındadır. İstanbul un en eski yerleşimlerinden biri olan semtte,Hristiyan inanışlarına göre denizcilerin koruyucusu Aziz Nikola ya ait kilise vardır.Denizcilere yol gösteren,ışık tutan anlamında Panarion adı semte verilmiştir.Zamanla Fener e dönüştüğü sanılmaktadır.
FERİKÖY: Avrupa yakasında,Kurtuluş-Şişli-Harbiye-Kasımpaşa arasındadır.Semtin ismi hakkında değişik söylentiler vardır. İstanbul’un ünlü Levantenlerinden Mösyö Ferry Galata da oturur ve zaman zaman bu cıvadra ava çıkarmış.Daha rahat avlanabilmek için buraya bir köşk yaptırmış ve semtteki yerleşim bu köşk etrafında yoğunlaşır.Yöre Ferry nin köyü olarak anılmaya başlanır ve isim zamanla Feriköy e dönüşür. Bir başka söylentiye göre de Osmanlı padişahı A.Mecit tarafından bugün semtin bulunduğu geniş arazi Madam Feri ye bağışlanmıştır.Feri nin köyü ismi zamanla Feriköy’e dönüşmüştür…
FENERBAHÇE:Semtin adı 16. yüzyıla kadar Kalamış olarak anılmış. 1562’de buraya deniz feneri yapılmış. O tarihten sonra da Fener Bahçesi ismi verilmiş. Günümüze kadar gelmiş.
FINDIKLI: Avrupa yakasında,Tophane-Kabataş-Cıhangir semtleri arasında ,boğaz kıyısındadır.Bizans dönemindeki adı Ayanyhios dur. Semtin isminin kaynağı net değildir.Tarihçi Hammer e göre semt ismini İtalyanca Fanduco dan almıştır.Fanducohan,konukevi anlamındadır.Bizans döneminde burada bulunan han semte ismini vermiştir.Osmanlı döneminde burada ilk yerleşimler Kanuni Sultan Süleyman döneminde başlamıştır.Kıyı ve yamaçlar boyunca bulunan fındık bahçelerinden dolayı bu ismin verildiği de öne sürülmektedir.Osmanlı kaynaklarında da burada fındıklı deresinin bahsedilmektedir…
FLORYA: Avrupa yakasında, Sefaköy-Yeşilköy-Küçükçekmece arasında ,Marmara kıyısındadır. Reşat Ekrem Koçu’ya göre İskender efendi namlı bir kişi burada yaptır- dığı bahçeye doğduğu kasabanın ismini vermiş (Forina Arnavutluk’ta küçük bir kasabadır) isim zamanla Florya’ya dönüşmüş ve semtin ismi olarak benimsenmiştir…
GEDİKPAŞA: Beyazıt’ın güneyinde bir semttir. 1482 yılında ölen, Fatih Sultan Mehmet’in sadrazamlarından Gedik Ahmet Paşa’nın türbesinin de bulunduğu cami ve külliye semte ismini vermiştir. Zamanla isim Gedikpaşa şekline dönüşmüştür…
HALKALI: Avrupa yakasında,Küçükçekmece gölü-Kanarya-Yenibosna-İkitelli arasındadır. Bizans döneminde burada bulunan eski bir Rum köyü vardı.XVI.yy.da bu köy civarında kurulan Halka hasbahçeleri dolayısıyla yöreye Halkalı adı verilmiştir…
HARBİYE: Avrupa yakasında,Elmadağ-Nışantaşı-Pangaltı-Maçka semtleri arasındadır.XIX.yy. da buraya yaptırılan Mekteb-i Harbiye (Harp Okulu) semt e adını vermiştir.
HAREM: Anadolu yakasında,Haydarpaşa-Salacak arasındadır.III.Murat döneminde bugünkü Selimiye kışlasının bulunduğu yerde saray hanımlarına tahsis edilmiş olan Harem i Hümayun kasrı bulunmaktaydı.Saraya mensup hanımlar karşı yakadan geldiklerinde sandalların yanaşması için sahilde bir iskele vardı.buradaki görkemli Harem i Hümayun kasrı çevresinde gelişen yerleşim Harem,İskele de Harem iskelesi olarak anılmaya başlanmıştır.
HAYDARPAŞA: Anadolu yakasında,Boğaz kıyısında,Üsküdar-Kadıköy arasındadır. III.Selim sadrazamlarından Haydar Paşa ya ait geniş araziden dolayı yöreye Haydarpaşa adı verilmiştir.
HORHOR: Fatih ilçesinin bir mahallesidir,ismini yöredeki Horhor çeşmesinden alır. Rivayete göre; Fatih sultan Mehmet burada yürürken yer altından sesler duyar ve çevresindekilere buraya bir çeşme yapın yerin altından hor-hor su sesleri geliyor der, çeşme yapılır ve Horhor çeşmesi adı verilir.Zamanla semtte aynı isimle anılmaya başlanır…
İSTİNYE: Avrupa yakasında,Boğaz kıyısında,Emirgan-Maslak-Yeniköy arasındadır.Bizans dönemindeki adı Stenia zamanla İstinye şekline dönüşmüştür.
KADIKÖY: Semtin tarihi Bakır çağına kadar uzanmaktadır.Semti Megara lı göçmenler Khalkedon adıyla kurmuştur (İÖ 8yy) . Orhan Gazi Khalkedon un bir kısmını Osmanlı topraklarına kattı.Fatih Sultan Mehmet in kenti fethinde sonra bu yörenin bakımsız bir köy görünümünün düzelmesi için İstanbul Kadısı Hızır bey in buraya yerleşmesini istemiştir.Semt önceleri Kadıköyü sonraları Kadıköy olarak anılmıştır.
KAĞITHANE: Avrupa yakasında,Silahtar-Çağlayan-Levent-Hasdal-Alibeyköyü arasındadır. Osmanlı döneminin önemli mesire yerlerinden olan semtte dönemin ileri gelenlerine ait 200 e yakın köşk ve kasr bulunmaktaydı,ancak bunlardan hiçbiri günümüze ulaşmamıştır.(bakımsızlıktan viran halde bulunan son kalıntılar 1940 lı yıllarda yıkılmıştır) Haliç körfezine dökülen Kağıthane deresi üzerinde bulunan kağıt imalathaneleri dereye ve semte adını vermiştir.
KALAMIŞ: Anadolu yakasında,Fenerbahçe ye bitişik,Marmara denizi kıyısındadır. Eski ismi yunanca sazlık ve kamışlık anlamında Kalamis iken zamanla Kalamış şeklini almıştır.
KALENDER: Boğazın Rumeli kıyısında Yeniköyün batısındadır.18 yy’da Kalender Çavuş’un buraya yaptırdığı sahilsaray dolayısıyla bu ismi aldığı sanılmaktadır.
KANDİLLİ: Boğazın Anadolu kıyısında , Vaniköy ile Anadoluhisarı arasındadır. Antik çağdaki adı Ekhaia dır. Zaman zaman Göksu dan deniz yolu ile saraya dönen padişahlar için yakılan kandillerden yada IV Murat ın Revan seferinden dönüşünde bu semtteki köşkte doğan şehzadesi Mehmet için yedi gece yakılan kandillerden dolayı semte Kandilli köy adı verilmiş,zamanla Kandilli şeklini almıştır.
KANLICA: Boğazın Anadolu kıyısında Çubuklu ile Anadoluhisarı arasındadır. Antik çağdaki adı Phriksulimen dir. Osmanlıların İstanbulu almalarından önce burada Kangılı diye bilinen bir Türk boyunun yerleştiği sanılmaktadır.Bazı eski vakfiyelerde Kanglıcak diye sözedilmektedir.İsmin zamanla Kanlıcaya dönüştüğü söylenmektedir.
KARTAL: Kentin Anadolu yakasında Maltepe ile Pendik arasındadır.Bizans dönemindeki adı Kartalimen dir. semt zamanla Kartal ismiyle anılmaya başlanmıştır. Bir başka söylentiye göre de ,küçük bir balıkçı köyü olan semtte yaşayan ve çok sevilen Kartelli isimli balıkçıdan dolayı önceleri Kartelli nin köyü olarak anılan semtin adının zamanla Kartal a dönüştüğüdür.
KASIMPAŞA: Avrupa yakasında Haliç kıyısında,Beyoğlu-Hasköy-Şişli arasındadır.Kanuni Sultan Süleyman ın vezirlerinden Güzelce Kasım paşa nın Padişah tarafından burada oturmayla görevlendirilmesi dolayısıyla semt Kasımpaşa ismini almıştır. Güzelce Kasım paşa semte yaptırdığı cami (Cami-i Kebir),medrese ve diğer eserlerle yöreyi kalındırmıştır.
KAZLIÇEŞME: Avrupa yakasında,Marmara kıyısında ,Zeytinburnu ilçesinin bir mahalle- sidir. Burada bulunan bir çeşme semte ismini vermiştir.bu çeşmenin üzerinde alçak kabartma olarak kaz figürleri vardır. Bir söylentiye göre,İstanbul un fethi sırasında baş gösteren su sıkıntısın- da uçuşan kazlar takip edilmiş ve buradaki su kaynağı bulunmuştur.sonraları bu su kaynağı üzerine bir çeşme inşa edilmiştir.günümüze kadar bir çok yenilemeler gören çeşme halen semtte bulunmaktadır.
KISIKLI: Anadolu yakasında,Çamlıca tepeleri-Altunizade arasındadır.Kayalar arasından kaynayan sulara halk arasında kısık yada kısıklı denilmektedir.Bu semtte çok miktarda bu tip kaynak bulunduğundan Kısıklı adı benimsenmiştir.
KİLYOS: Avrupa yakasında,Demirciköy-Uskumruköy-Gümüşdere arasında,Karadeniz kıyısındadır.İsminin Rumca kum anlamındaki Kilya sözcüğünden geldiği söylendiği gibi,güzel geçit/boğaz anlamındaki Killa sözcüğünden türediğide söylenmek- tedir.isim zamanla Kilyos şeklini almıştır.
KİREÇBURNU: Avrupa yakasında,Kefeliköy-Tarabya arasındadır.Bizans dönemindeki adı Kleridra tou pontu (Boğazın anahtarı) dur.Bu günkü ismini,Osmanlı döneminde yörede bulunan kireç ocaklarından aldığı söylenmektedir.
KUMBURGAZ: Avrupa yakasında,Marmara kıyısında,Mimarsinan-Celaliye arasındadır. XIX.yy. da halkının çoğunluğu rum olan yerleşim kumunun bol olması nedeniyle Konumyo adıyla anılıyordu,mübadele sonrasında Kumburgaz adını almıştır.
KUMKAPI: Avrupa yakasında,Marmara kıyısında,Ahırkapı-Yenikapı arasındadır. Bizans döneminde burada Kontoskalion limanı ve yarım daira şeklindeki surlarda bir kapı bulunmaktaydı.Bu limanın hemen yanında Kaisariu denilen ikinci küçük bir liman daha vardı.bu küçük limana şehre getirilen kumlar boşaltılıyordu. Bu sebeple surlardaki kapı Kum kapısı semtte Kumkapı olarak benimsenmiştir.
KURTULUŞ: Avrupa yakasında,Pangaltı-Dolapdere-Feriköy-Elmadağ arasındadır. Semtin bilinen en eski adı Ayios Dimitrios tur.Daha sonraları semtte bulunan at ahırlarından dolayı Tatavla ismiyle anılmaya başlandı.Kanuni sultan Süleyman dönemindeki deniz fetihlerinde Akdeniz adalarından esir alınan,Müslüman olmayan sanatkarlar bu semtte iskan edildi.XVIII .yy.sonlarına doğru halkının çoğu rum ve italyanlardan oluşuyordu. Dönemin Osmanlı yönetimi buraya kısıtlı bir özerklik vermişti. Semt 12 kişilik bir ihtiyar heyeti ile1030 haneden seçilen 53 temsilci tarafından idare ediliyordu.Bu düzen Cumhuriyetin ilanından sonra kaldırıldı ve yöre halkı olayı bu yönetimden kurtuluş olarak benimsediğinden semte Kurtuluş adı verildi.
KUZGUNCUK: Boğazın Anadolu kıyısında Üsküdar-Beylerbeyi arasındadır.Bizans dönemindeki ismi Khrysokeramos dur.(Bizans İmparatoru İustinios tarafından yaptırılan yaldızlı kiremitleri ile ünlü kilisenin adıdır.) Fatih Sultan Mehmet döneminde buraya yerleşen Kuzgun Baba adlı bir erenden dolayı bu isimle anıldığı sanılmaktadır.
LALELİ: Avrupa yakasında ,Aksaray-Beyazıt arasındadır.Uzun yıllar hasır bir kulübede yaşayan (XVI yy )ve öldüğünde vasiyeti üzerine kulübesinin yanına gömülen Türk dervişi Laleli Baba nın mezarının bulunduğu yere Osmanlı Padişahı III Mustafa 1757 yılında bir cami yaptırmıştır. (Laleli Baba cami ve külliyesi) Önceleri Lalelibaba olarak bilinen semtin ismi zamanla Laleli olarak değişmiştir.
LEVENT: Kentin Avrupa yakasındadı, Beşiktaş-Ortaköy-Maslak arasındadır. Osmanlı Padişahı III Selim döneminde ,Nizam-ı Cedid askerleri için kurulan Levend kışlası semte adını vermiştir.
MAÇKA: Avrupa yakasında,Beşiktaş-Harbiye-Dolmabahçe-Nışantaşı-Harbiye semtleri arasındadır.Adının Farsça Masgah(Nişangah) tan geldiği söylenmektedir. Zamanla Maçka ya dönüşmüştür. Bir diğer söylentiye göre de Fatih Sultan Mehmet in 1461 yılında Trabzon’u fethinden sonra Trabzondan buraya gönderilen Maçkalılardan dolayı semte Maçka adının verildiğidir.
MAHMUTPAŞA: Kentin Avrupa yakasında, Eminönü-Beyazıt arasındadır.Fatih Sultan Mehmet’in vezirlerinden Mahmut Paşa’nın yaptırdığı cami ve külliye semte ismini vermiştir.
MALTEPE: Türkiye’de çok fazla Maltepe olmasının nedenini çok iyi açıklayan bir semt ismi. Anadolu yakasında,Pendik-Küçükyalı arasında,Marmara kıyısındadır. Yörede bulunan bir tümülüsün semtin ismine kaynak olduğu sanılmaktadır.(Türkler eskiden içinde hazine,define bulunduğu sanılan,höyük biçimindeki toprak tepeciklerini Maltepe olarak adlandırlardı.) Tarihçi Hammer bu kıyı şeridindeki bütün tepelere Maltepe denildiğini yazmaktadır.
MASLAK: Kentin Avrupa yakasında ,Levent-Hacı Osman bayırı arasındadır. Kente Büyükdere deki bentler den künklerle getirilen suyun dağıtım ve denetiminin yapıldığı yer olduğundan bu isimle anılmaktadır.
MERCAN: Avrupa yakasında,Eminönü-Beyazıt arasındadır. 18 yy da yaşamış Habeş kökenli Kızlarağası Mercan ağa nın bu semtte yaptırmış olduğu Mercan Ağa camisi semte adını vermiştir.
MERDİVENKÖY: Anadolu yakasında,bugün E 5 karayolunun üzerinde bulunan Göztepe köprüsü çevresidir.İstanbulun fethinden sonraki yıllarda yörede oturan halkın çoğu nun alevi ve bektaşi olduğu bilinmektedir.Bu köyde yaşayanlar çevreleri tarafından mert,iman sahibi olarak tanınıyorlardı,köye de Merd-i İman köyü adını vermişlerdi isim zamanla Merdivenköy e dönüşmüştür.
MECİDİYEKÖY:İsmini Sultan Abdülmecid’den alıyor. 1839’da Balkan göçmenlerine toprak verilmesi için padişah tarafından bu arazi seçiliyor. Padişahın ismi de semte veriliyor. 1950’lere kadar Mecidiye Köyü olan bölge zamanla Mecidiyeköy oluyor.
MERTER: İsmini semtte çok fazla arazi sahibi olan Ahmet Merter’den alıyor. Merter Çiftliğine ev sahipliği yapan topraklar zamana iskana açılınca semt de Merter olarak anılmaya başlandı.
OKMEYDANI: Avrupa yakasında,Şişli-Kasımpaşa-Mecidiyeköy-Halıcıoğlu arasındadır. İstanbul un fethi sırasındaFatih Sultan Mehmet in otağ kurduğu yerdir. 1490 yılında Fatih in burada ondokuz sınır taşıyla sınırları belirlenen çok geniş bir alana Tekke-i Tirendezan (Okçular tekkesi ) yaptırmasıyla semt Okmeydanı olarak anılmaya başlanmıştır.
OSMANBEY: Avrupa yakasında,Şişli-Harbiye-Feriköy-Nişantaşı arasındadır.XIX.yy. Ortalarına kadar kırlık,boş arazi iken II.Abdülhamid in mabeyincilerinden Osman bey burada geniş bir arazi satın alarak 1870 yılındqa bir konak yaptırmıştır.Kısa Sürede yörede başka evler ve konaklar yaptırılmıştır.Yörenin ilk yerleşeni olan Osman bey in adı semte yakıştırılmıştır.
PENDİK: Anadolu yakasında,Marmara denizi kıyısında ,Kartal-Tuzla arasındadır. Antik dönemdeki adı Pantikhion dur.(Latince Pantichium = Tersane) isim zamanla Pendik şeklini almıştır.
PİYALE: Kasımpaşa-Okmeydanı arasındadır.XVI.yy. dayaşamış ve uzun süre Kaptan-ı Derya lık yapmış ,Padişah II.Selim in damadı olan Piyale Paşa nın burada Mimar Sinan a bir külliye yaptırdı.(Cami,medrese,tekke,sibyan mektebi,çarşı,ha-mam,türbe)Külliyeyi yaptıran Piyale Paşa dan ötürü semt önceleri Piyalepaşa daha sonra Piyale adıyla anılmaya başlandı.
RUMELİ HİSARI: Avrupa yakasında,Bebek-Baltalimanı arasında,Boğaz kıyısındadır.Antik çağda burada Hermes sunağı bulunmaktaydı.Kıyıdaki buruna vuran sert dalgalardan dolayı Pyrhias Kyon (Kızıl köpek)ve Lemokopion gibi isimlerle anılıyordu.1452 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından buraya yaptırılan kale semte bugünkü ismini vermiştir.
RUMELİ KAVAĞI: Avrupa yakasında,boaz girişinde,Sarıyer ilçesinin Karadeniz e bakan en uç noktasındadır.Antik çağdaki ismi Panium yada Panyum burnudur.Bizans dönemindeki adı Fanarian yada Fanaraki Avrupa feneri yada küçük fener anlamın- dadır.(Buradaki deniz fenerinden dolayı) Köy Rumeli yakasında kurulmuş olduğundan adı zamanla Rumeli Feneri ne dönüşmüştür.
SAMATYA: Avrupa yakasında,Marmara kıyısında,Yedikule-Kumkapı arasındadır. Kentin Bizans dönemindeki sur kapılarından biri bu semttedir. Sonradan Kocamustafapaşa adını almıştır. Bizans dönemindeki adı Psmathia zamanla Samatya ya dönüşmüştür.
SARAYBURNU: Haliç in Marmara denizine döndüğü yerde,tarihi yarımadanın doğu ucunda,Ahırkapı-Sirkeci arasındadır.İstanbul kenti nin çekirdeği olan Bizans Megara lılar tarafından İ.Ö.VII.yy. da burada kurulmuştur.Bizans döneminde Aziz Demetrios burnu olarak anılıyordu.Bu burun ile Ahırkapı arasında Mangonai sarayı vardı.Bu saray ve Osmanlı döneminde buraya yapılan saray (Bugünkü Topkapı sarayı) dolayısıyla semte Sarayburnu adı verilmiştir.
SARIYER: Avrupa yakasında,Yenimahalle-Anadolukavağı-Kilyos arasında,boğaz Kıyısındadır.İsmi hakkında çeşitli söylentiler vardır.Vaktiyle buradayaşayan SarıBaba isimli bir dervişten geldiği anlatıldığı gibi,yörenin topraklarının sarı olduğu İçin bu ismin yakıştırıldığı da söylenmektedir.
SİLİVRİ: Avrupa yakasında,Tekirdağ sınırında,Marmara denizi kıyısındadır.Tarihi İstanbulla paraleldir.Bilinen ilk ismi Bria dır.Daha sonraları Trak dilinde kent anla- mına gelenAntik Salymbria adı verilmiştir.İ.Ö. VII.yy.da Megara lılar tarafından yüksekçe bir tepeye yapılan kale etrafında yerleşim genişledi.İmparator Arcadius kente karısı Evadoksia nın adını (Evadoksiapolis) verdiysede bu isim benimsenmedi Adı önce Silimbri ve zamanla Silivri ye dönüşmüştür.
SUADİYE: Anadolu yakasında,Erenköy-Bostancı arasındadır. Osmanlının son döneminde maliye nazırı (1900-1906) Reşad paşa nın genç yaşta ölen kızı Suad ve damadı için Suadiye camisini yaptırmıştır.Semt adını bu camidan almıştır.
SULTANAHMET: Avrupa yakasında,Sirkeci-Cankurtaran-Çemberlitaş arasındadır.Osmanlı Padişahı I Ahmet in yaptırmış olduğu cami ve külliye semte ismini vermiştir.
SULTANHAMAMI: Avrupa yakasında,Eminönü-Mercan arasındadır.Bir adı da Hacıküçük olan Sultan Hamamı semte ismini vermiştir.
SULTANTEPE: Anadolu yakasında,Üsküdar iskelesinin üst tarafında,Kuzguncuk-Altuni- zade-Üsküdar arasındadır.Eski adı Hacı Hesna hatun mahallesidir.Mihrimah sultan ın dadısı olan Hesna hatun yaşlılığı sebebiyle saraydan ayrıldığında kendisine nerede yaşamak istediği sorulmuş oda yüksekçe bir yer olsun baktığımda her yeri göreyim demştir.Bunun üzerine bugünkü sultantepede kendisine bir konak yaptırılmıştır.Hesna hatun burada yaşadığı sürece saraya mensup kişilerden ilgi , saygı görmüş sık sık ziyaret edilmiştir.Saraya mensup birisi olduğundan ve sultanlarca saygı görmesi nedeniyle köşkü ve çevresi Sultantepe olarak anılmaya başlanmıştır.
SÜTLÜCE: Avrupa yakasında,Halıcıoğlu-Kasımpaşa-Silahtar arasında,Haliç kıyısındadır.Bizans döneminde küçük bir köy olan semtte (Sut membat köyü) bronz dan yapılmış ve göğüslerinden su akan bir kadın heykeli varmış.Sütlerinin bol olması için yeni doğum yapan kadınlar tarafından ziyaret edilirmiş bu yüzden semte Sütlüce adı verildiği söylenmektedir.
ŞAŞKINBAKKAL: Anadolu yakasında,Kadıköy-Bostancı arasında bir semttir.Bir söylentiye göre henüz yerleşimin çok az olduğu bir dönemde burada bir bakkal dükkanı açılmış, civardan denize girmek için gelenler bu tenha yerdeki bakkal dükkanının iş yapma- yacağını düşünerek,dükkan sahibi esnaf a Şaşkın bakkal yakıştırmasını yaparlar. Zamanla yörede yerleşim yoğunlaşınca semt Şaşkınbakkal ismiyle anılmaya başlanır.
ŞEMSİPAŞA: Anadolu yakasında,Üsküdar-Salacak arasında,Boğaz kıyısındadır.Yavuz Sultan Selim e hizmet etmiş,Kanuni Sultanselimin Beylerbeylerinden,II Selim in vezirlerinden Şemsi paşa bu semtte Mimar Sinan a bir cami yaptırmıştır.Şemsi paşa camisi çevresinde oluşan yerleşim aynı adla anılmaktadır.
ŞİŞLİ: Avrupa yakasında,Beşiktaş-Nışantaşı-Osmanbey-Mecidiyeköy-Dikilitaş Arasındadır.İsmi hakkındaki en yaygın yakıştırmaya göre,şiş yapımıyla uğraşan köklü bir ailenin burada oturduğu ve konaklarınında da şişçilerin konağı olarak anıldığından semtin isminin önceleri Şişçiler daha sonra Şişli ye dönüştüğüdür.
ŞİLE: Anadolu yakasında,kentin en kuzeyinde,Karadeniz kıyısındadır.Üsküdar a yaklaşık 55 Km uzaklıktadır.Kentte yerleşim yaklaşık İ.Ö 5000 yıllarında başlamıştır.Şile ismi Mercanköşk olarak bilinen bir dağ çiçeğenin yunanca adından gelmektedir.İlçe tarihte Aschil,Phile,Astere,Kilia isimleriyle anılmıştır.Eski bir Milet kolonisi olan kent Lidya,Pers,Galat,Roma,Selçuklu,Bizans ve Osmanlı egemenliklerinde kalmıştır.
TAKSİM: Avrupa yakasında,Galatasaray-Elmadağ-Gümüşsuyu-Karaköy arasındadır. Adını 19. yy. da kurulan su dağıtım şebekesinden almıştır. Maslak-Mecidiyeköy-Şişli yönünden gelen içme suyu burada toplanır ve dört yöne dağıtım yapılırdı.
TARABYA: Avrupa yakasında,Boğaz kıyısında,Rumelihisarı-Yeniköy arasındadır. Havasının temizliği,güzelliği sebebiyle Antik çağda Pharmacias sonraları Therapie (Tedavi,İyileştirme) İsimleri ile anılıyordu.Semtin adı zamanla Tarabya şekline dönüşmüştür.
TEŞVİKİYE: Avrupa yakasında,Maçka-Beşiktaş-Nişantaşı semtleri arasındadır. Abdülmecit döneminde (1839-1861) şehrin yoğun apartman görüntüsünden biraz olsun kurtulmak ve Tanzimat fermanında özel mülk edinilmesini teşvik etmek için yapılan çalışmalar kapsamında kurulan ve bahçeli kargir köşklerden oluşturulan mahalle Devlet teşviki ile yapıldığı için Teşvikiye adıyla anılmaya başlanmıştır.
TOPHANE: Avrupa yakasında,Boğazın Haliç le buluştuğu yerde,Karaköy-Fındıklı arasındadır.Fatih Sultan Mehmet zamanında kurulan daha sonraları Kanuni Sultan Süleyman ve III Selim dönemlerinde geliştirilen ünlü top dökümhanesi dolayısıyla semte Tophane ismi verilmiştir.
UNKAPANI: Avrupa yakasında,Cibali,Eminönü,Saraçhane arasındadır. Kapan Osmanlı döneminde pazaryeri,satışyeri,kontrol yeri anlamına gelmekteydi.İstan- bulun alınmasından sonra kente gelen gıda maddeleri belirli yerlerde teslim alınır ve İstanbul kadısı temsilcisi,esnaf temsilcisi tarafından denetlenirdi.Çeşitli gıda maddelerinin bu tür trafiğinin yoğun olduğu yerlere Kapan denirdi.(Yağ kapanı, Bal kapanı gibi)Şehre gelen unların bu semte indirilip,depolandığı için yöreye Unkapanı isminin verildiği sanılmaktadır.
ÜSKÜDAR: Anadolu yakasında,Boğaz kıyısında,Salacak-Kuzguncuk-Bağlarbaşı arasındadır.Antik çağda Khrysopolis daha sonraları Skytarion, Damalis, Scutari adları ile anılmıştır son ismi Scutari zamanla Üsküdar şeklini almıştır.
VANİKÖY: Anadolu yakasında,Çengelköy-Kandilli arasındadır.Bizans dönemindeki adı Nikapolis (Güzel kent) dir.IV.Mehmet in vezirlerinden Köprülü Fazıl Ahmet paşa tarafından,din alimi ve vaiz Mehmet efendi Vandan getirilerek bu semte yerleştirilmiştir.Burada bir cami yaptıran Mehmet efendi Vandan gelen,Vanlı anlamında Vani Mehmet efendi olarak tanınmıştır ve semt onun anısına Vaniköy olarak anılmaya başlanmıştır.
VİŞNEZADE: Avrupa yakasında,Beşiktaş ın bir mahallesidir.Şeyhül İslam Yahya efendinin küçük kardeşi Vişnezade Lütfullah efendinin oğlu olan İzzeti Mehmet efendi(1629-1681) burada oturmuş,semtte bir çok hayır işleri yapmış,sevilen bir kişidir. Zamanının Anadolu ve Rumeli kazaskarlarından olan Vişnezade İzzeti Mehmet efendinin adı semtin ismi olarak benimsenmiştir.Semtin adı zamanla kısalarak Vişnezade şeklini almıştır.
VEFA: Avrupa yakasında,Saraçhane-Süleymaniye-Şehzadabaşı arasındadır. II.Beyazıt döneminin mutasavvıf ve ulemalarından Şeyh Vefa efendi (Müslihiddin Mustafa) nın burada yaptırdığı külliye dolayısıyla semt Vefa adıyla anlmaya başlanmıştır.
ZEYNEPKAMİL: Anadolu yakasında,Selimiye-Karacaahmet-Bağlarbaşı-Toptaşı semtleri arasındadır.Sadrazam Yusuf Kamil paşa (1808-1883) memuriyetinin ilk yıllarında Mısır da görevli iken Mısır valisi Mehmet Ali paşa nın kızı Zeynep hanımla evlendi.Eşi ile birlikte İstanbul a döndüklerinde oturmakta oldukları konaklarının yakınlarına hayrat olarak bir hastane yaptırdılar.Hastane etrafında yerleşim yoğunlaşmasıyla,semt ve hastane Zeynepkamil ismiyle anılmaya başlanmıştır.
ZEYREK: Avrupa yakasında,Unkapanı-Saraçhane-Fatih semtleri arasındadır. Ünlü Bizans kilisesi Pantakrator İstanbul un fethinden sonra camiye çevrilen ilk kiliselerdendir. Bu caminin ilk Müderrisi Zeyrek Mehmet Efendi den dolayı camiye semt Zeyrek Mehmet Efendi diye anılmaya başlandı ,isim zamanla Zeyrek şekline dönüşmüştür.