OHA Haber

Boris Johnson Dedesi Ali Kemal ve Tarih

İngiltere Başbakanı ile nişanlısı Carrie Symonds‘ın bebeği dünyaya geldi: Kaç çocuğu olduğuna dair sorulara yanıt vermeyen Johnson'ın tam olarak kaç çocuğu olduğu bilinmiyor.

En son medya da bu haber çıktı hakkında. Bundan önce corona virüsüne yakalandığını öğrendik. Ondan önce de İngiltereyi AB den çıkartma hamlesi ve başarısı ile. Daha öncesinde de AB'den çıkış için yaptığı propaganda da AB'ye Türkiye'nin girmesi ile 80 milyon Türk'ün İngiltereye akın edeceğini söyledi ve bu durum işe yaradı. Ondan önce de Londra belediye başkanlığı yaptığı dönem. Bisiklete binmesi, zangoç gibi kilise çanı çalması ve sıradışı tavırları ile gündemde kaldı.

Asıl adı Alexander Boris de Pfeffel Johnson olan Boris 19 Haziran1964 ye New York ta doğdu. Oxford Üniversitesi'nden mezun olduktan sonra gazetecilik yapan Johnson 2001 İngiltere Genel Seçimlerinde Avam Kamarasına seçildi. 2008'de Londra Belediye Başkanı seçildi ve 2016 yerel seçimlerine kadar bu görevini sürdürdü. 2016 başbakan olan Theresa May tarafından Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı olarak görevlendirildi. 2019'da gerçekleştirilen seçimlerde 650 sandalyeli Avam Kamarası'nda 365 sandalye kazanarak Margaret Thatcher'dan bu yana en yüksek oranda Muhafazakâr Parti zaferini elde etmiş oldu. Ardından da brexit süreci geldi. Sık sık gafları ile gündeme gelen Johnson 2007 yılında Hillary Clinton için: “boyalı sarı saçları, sarkık dudakları çelik gibi soluk mavi bakışları var. tıpkı ruh ve sinir hastalıkları hastanesi'ndeki sadist hemşireler gibi.” Demişti. 2006 da başkan Barack Obama için “yarı Kenyalı başkanda atalarından gelen İngiliz imparatorluğu nefreti var.” Dedi. Başka bir zamanda da “New york'un belli bölgelerine gitmememin nedeni Donald Trump ile karşılaşmamak içindir.” Demişti. Basın da sık sık yer bulan Boris Johnson özellikle ülkemiz basınında fazladan takip ediliyor olabilir mi? Çünkü onun babasının dedesi bir Türk. Ali Kemal.

Çankırı kökenli bir ailenin çocuğu. Ali Kemal 1867′ de İstanbul'da doğdu. Türk yazar, gazeteci ve siyaset adamı olan Ali Kemal, İkinci Meşrutiyet ve Mütareke döneminde İttihat ve Terakki karşıtı görüşleriyle tanınmıştır. Paris te gazetecilik yaparken hazırlayıp Türkiye ye gönderdiği yazılardan bazılarında eskiden kalma röportajların güncelmiş gibi verdiği söylenmişti. 1897'de Brüksel Elçiliğinde ikinci kâtipliğe atandı. İttihatçılardan çekindiği için İstanbul'a dönemiyordu. 1899'da Siyasal Bilgiler diplomasını alması sonrasında, II. Meşrutiyet'in ilanına kadar Mısır'da yaşadı. Kahire'de Mısırlı bir prense ait bir çiftliği idare ediyordu. 1903 yılında yaz tatili için gittiği Londra'da Winifred Brun adlı bir İngiliz hanımla evlendi. Bu evliliğinden Selma adında bir kız, Osman adında bir erkek çocuğu dünyaya geldi. Oğlunun doğumunun hemen ardından eşini kaybetti. II. Meşrutiyet'in ilanından bir gün önce İstanbul'a döndü. İstanbul'da İkdam gazetesinin başyazarlığının üstlenen Ali Kemal, kendisiyle aynı fikirde olmayan kişilere şiddetle saldırıyor, gençlerin öfkesini bunlara yöneltmeye çalışıyordu. Ali Kemal'in tahrikleri 31 Mart Olayı'nın çıkmasında etkili oldu. Damat Ferit Paşa Hükümetlerinde kısa bir süre Maarif ve Dahiliye nazırlığı yaptı, bu esnada Millî Mücadele aleyhine sert tutumlar gösterdi. İngiliz Muhipler Cemiyeti'nin kurucularından birisi oldu. Hükümet içinde çıkan bir anlaşmazlık yüzünden 1919'da bakanlıktan istifa etti.Yazılarında acımasız eleştirilerini İttihat ve Terakki'nin devamı olarak gördüğü Anadolu hareketine yöneltti. Ancak Büyük Taarruz'un başarılı olup, İzmir'in kurtulmasından sonra 1922'de “Gayelerimiz Bir İdi ve Birdir” başlıklı bir yazı yazarak yanıldığını söyledi. Kurtuluş Savaşı'nın zaferinden sonra İstanbul'da tutuklanarak İzmit'te Nurettin Paşa'ya teslim edildi. kumandanlık karargahı önünde bekleyen “genç subaylar” tarafından linç edildi. Kafası çekiçlerle ve taşlarla kırılarak öldürüldü. Çıplak vücudu ayaklarına ip bağlanarak sokaklarda dolaştırıldı. Cesedi, Lozan Konferansı'na giderken trenle İzmit'ten geçecek olan İsmet Paşa görsün diye istasyonda bir sehpaya asıldı. Lozan'a gitmekte olan İsmet İnönü'nün bu durum karşısında sinirlenmesi üzerine Ali Kemal'in ölü bedeni apar topar kaldırıldı. İzmit'te defnedilen Ali Kemal'in mezarı, başına bir mezartaşı veya herhangi bir işaret konulmaması sebebiyle zamanla ortadan kayboldu; uzun araştırmalar sonunda 1950'lerde yeri tespit edilebildi. Falih Rıfkı Atay'a göre, Atatürk, Ali Kemal'in öldürülüş şeklinden tiksinerek bahsederdi.

Ermeni yanlısı olarak görülen bazı yazılarından dolayı düşmanlarınca ‘Artin Kemal‘ şeklinde adlandırılır. Mustafa Kemal'e ve Millî Mücadele'ye karşı düşmanca tutumu ve ağır hakaretleri nedeniyle pek çok insan tarafından “hain” olarak damgalanmıştır.Son olarak, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin meslek şehidi gazeteciler listesi içinde yer almasıyla, ‘şehit' sayılıp sayılamayacağına dönük tartışmaların alevlenmesiyle, Ali Kemal'in gündemdeki yerini 80 yıl sonra hâlâ koruduğu görülmektedir. Öyle anlaşılıyor ki Torun Boris dedesi Ali Kemal den bir kan hâlâ taşıyor.

Exit mobile version